BEETHOVEN

Gönderim Pazar Eylül 02, 2018   ief



İşitme Engelli Bir Müzik Dâhisi

 

BEETHOVEN

17 Aralık1770’de Bonn’da doğan Beethoven, saray orkestrasında görevli, içki düşkünü bir babanın oğlu olarak dünyaya gelir. Babası, oğlunda yeteneği keşfedince, ilk müzik eğitimini kendisi vermeye başlar. Mozart’ı örnek alan babası, oğlundaki bu dehayı paraya dönüştürmek ister. Alkol düşkünü olan babası, aynı zamanda sert karakteri ile tanınan bir adamdır. Daha on bir yaşında iken, 1781 yılında sarayın müzik şefi tarafından eğitime alınır. Babası alkole battığı ve ailesinin geçimini sağlayamadığı zaman, saray orkestrasında viyolist olarak çalışmaya başlar. Güçlü ama kısa boyu, hafif öne eğik başı ile dikkat çeker. 1787 yılında, daha on yedi yaşında iken, sarayın isteği ile Mozart’tan ders almak için Viyana’ya gider. Mozart’tan ders alır hem de beraber müzik yaparlar ve gösterilerde bulunurlar. Mozart, ondaki yeteneği görünce ona sonsuz destek verir. Bitmez tükenmez fikir zenginliği ile Viyana halkını kendisine hayran bırakır. İki hafta sonra annesinin hastalığından dolayı geri döner ve annesini kaybeder. Annesi kırk yaşında veremden ölür. Bu, onun psikolojik sarsıntılar geçirmesine sebep olur.

1792 yılında yeniden Viyana’ya gider, Mozart öldüğünden, Haydn’dan dersler alır. 1795 yılında ilk defa kendi besteleri ile saray salonlarında halkın karşısına çıkar ve büyük beğeni kazanır. Fakir bir aileden gelen Beethoven, bu ün üzerine çok para kazanır ve asilzadeler gibi yaşamaya başlar. 1796 yılında ilk defa duyma problemleri başlar. Bu problemi kimseye açmaz. Yakın arkadaşlarına yazdığı mektuplarda anlatır ama sır olarak saklamalarını da ister. 1818 yılında tamamen sağır olan Beethoven, bu sonuçtan, en yakın arkadaşlarına bile söz etmez. Sağırlığı sonucu söylenenleri anlamayınca cevap veremez ve bunu kurnazlıkla, zihinsel dalgınlığa verir. 1805’de, toplumdan kendisini tamamen soyutluyor. Topluluklarda söyleneni anlamayınca, topluluklardan uzak kalıyor ve bunalıma giriyor ama bu da onun yeni besteler yapmasına asla engel olmuyor. Sağır olmasına rağmen 9. Senfonisini yazıyor ve orkestrayı yönetmeye kalkıyor. Orkestradakilerden, Beethoven’i ciddiye almamalarını ve yanındaki şefe uymalarını ister önceden, görevliler. Ama dinleyiciler, konser sonunda alkışlar. 26 Mart 1827 tarihinde, elli yedi yaşında vefat eden Beethoven, Viyana’da, üç gün sonra büyük bir kalabalıkla defnedilir ve 1888 yılında da Viyana Merkez Mezarlığı’na nakledilir.

BEETHOVEN’IN 10 ÖZELLİĞİ

1- DEHA-AZİM: Beethoven’ın bir deha olduğunu, müzisyen olan babası keşfeder. Fakir ve alkolik olan babasının, oğlunun bu yeteneğini geliştirerek, paraya dönüştürmek istemesi, Beethoven’ın hırslanmasına ve azimle gelişmeye devam etmesine sebep olur. Daha çok çalışarak, ustalardan ders alarak, bu yeteneğini paraya dönüştürür. Babasının da arzusu böylece gerçekleşmiş olur.
2- AİLEYE BAĞLILIK: Anne ve babasına bağlı olan Beethoven’ın, annesinin hastalığı için, Mozart’tan aldığı dersleri keserek annesinin yanına gelmesi ve annesinin genç yaşta ölümü, onun psikolojik olarak çöküntüye uğrayıp, işitme sorunun ortaya çıkmasına sebep olur. Hâlbuki Mozart ile güzel konserler vererek hem para kazanıyor hem de ondan müzik dersleri alıyordur. Anne sevgisi, meslek sevgisini geçer. Burada aileye bağlılığının ona başarı getirdiğini de görürüz. Baba, müzik eğitimi vererek, anne de sevgisi ile oğlunun başarısına katkı sağlamış işte.
3- EĞİTİME ÖNEM VERMEK: Eğitime önem vererek, babasından aldığı eğitimden sonra, zamanın en büyük müzisyeni Mozart ile devam edip, ondan sonra da en iyi müzisyenler ile çalışarak, sadece dehanın yeterli olmadığını ve o dehanın, eğitimle harmanlanması gerektiğini de bizlere gösteriyor Beethoven, bu çabası ile.

4- SIR SAKLAMAK: Sır saklamasını bilen Beethoven, senelerce kimseye fark ettirmeden sağırlığını gizlemeyi bilse de çevresi bunu fark ediyor ama hastalığa engel olamıyorlar. Engelli olmayı engelleyemez insan, bunu da bilemiyor, o dehasına rağmen.
5- BESTEKÂRLIK: Dehasını güzel eserler besteleyerek gösteriyor. Bunu da en iyi şekilde yaparak, bu dehası sayesinde bestelerinin hem kendine hem de okuyanlara faydalı olduğunu gördükçe, hayat sevinci artıyor.

6- KURNAZLIK: Kurnazlığı, hastalığını gizlemesi ile alakalı. O, sağır olduğu sırrını saklarken, bu durumu, kurnazca, zihinsel dalgınlığa bağlı göstermeye çalışıyor. Çevresi, onun bu kurnazlığını anlıyor ama ona fark ettirmemeye çalışıyor. Çünkü müzik dehası, çevresinin ona saygı ve sevgi göstermesini gerektiğini söylüyor.
7- ŞÜPHECİ ve TEDİRGİN: İşitme engelli insanlarda sıkça görülen şüpheci ve tedirgin olma durumu, burada da sıkça görülüyor ve bu şüpheci ve tedirgin tavırlar da işitme engellilerin çevresindeki insanların pek hoşuna gitmiyor. Buna itiraz da edemiyorlar, ona duydukları sevgi ve saygıdan dolayı.
8- ÇALIŞKAN: Toplumdan, işitme engelli olmasından dolayı kendisini soyutlayan ve kopan Beethoven, çok çalışarak, bugün bile hayranlıkla dinlenen 9. Senfonisini besteleyip, üretken insanların yalnız kaldıkları zaman, işitme veya görme engelli dahi olsalar da nasıl üretken insanlar olabileceklerini gösteriyor bizlere.
9- TOPLUMDAN KOPUK AMA MÜZİĞE ÂŞIK: Toplumdan kopuk ve müziğe âşık olan Beethoven, bu aşkı sayesinde, yüzyıllar sonra bile zevkle dinlenecek ve insanları, dinledikleri zaman ruhen dinlendirecek eserler ortaya koyarak, bizlere hayat dersi veriyor.
10- ENGEL TANIMAZ: Ölene kadar eser veren Beethoven, işitme engelli olmanın, hiç duymamanın, güzel işler yapmaya ve güzel eserler ortaya koymaya engel olmadığını, biz işitme engellilere ve topluma göstererek, bizlere, daha çok gayret etmemiz konusunda güzel bir örnek oluyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir