“Evlatlarımıza güveniyoruz. Emanet ehil ellerde. Gazi Mustafa Kemal Atatürk cumhuriyeti gençlere emanet etti. Bayram çocukların, cumhuriyet gençlerin. Cumhuriyetin de sahibi sizsiniz, ülkenin de sahibi sizsiniz, cumhuriyetin de koruyucusu sizsiniz, cumhuriyeti gelecekte şekillendirecek olan da bu ülkenin mimarları da sizsiniz. El birliği içerisinde Türkiye’yi çok iyi bir hale getireceğiz.” HER ÇOCUK İŞARET DİLİ ÖĞRENSİN Bakan Yılmaz’ın koltuğunu devrettiği öğrenci Deniz, her çocuğun işaret dilini öğrenmesi gerektiğini belirterek, her ilçede de işaret dili tercümanının bulunmasını istedi. Tüm çocukların 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı işaret dili ile de kutlayan Deniz, Bakan Yılmaz’a teşekkür etti. Deniz, konuşmasını, çocuklara eşsiz bir bayram armağan eden Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına, milli irade ve demokrasinin hakim olduğu bir gelecek sağlamak için canlarını feda eden 15 Temmuz Milli İrade ve Demokrasi şehitlerine ve bu vatan uğruna canlarıyla, kanlarıyla destan yazan tüm şehitleri rahmet ve minnetle anarak tamamladı. YÖK VE ÖSYM ÇALIŞMA YAPSIN Bakan Yılmaz, daha sonra kabul ettiği öğrencilerin sorularını yanıtladı. Bir öğrencinin, “Sizden bir ricam olacak kabul ederseniz. Ben üniversite sınavı ile ilgili bir şey söylemek istiyorum. İnsanların geleceğinin bir sınava bağlı olmaması gerektiğini düşünüyorum. Sınavın olduğu gün insanların başına bir sürü olumsuzluklar gelebiliyor. Bunu size söylemek için çok bekledim. Üniversite sınavını ilkokula, ortaokula, liseye dağıtabilirsek insanların başarısını, ilgisini daha çok ilerletiriz. Tek bir sınava bağlı olmaması gerekiyor.” sözleri üzerine Bakan Yılmaz, şöyle konutu: “Aynen senin gibi düşünüyorum. Tebrik ediyorum. Şimdi Yekta Bey’e de (YÖK Başkanı Yekta Saraç), ÖSYM Başkanımıza (Ömer Demir) da söyleyeceğim. ‘Üniversiteye girişte sadece bu sınavı dikkate alma, lisedeki, ortaokul ve ilkokuldaki başarıları da dikkate al’ diyorsun değil mi? Evet bunu bir söyleyeceğim, bakalım bir çalışma yapsınlar.” diye konuştu. Öğrencinin “bir değil, birçok sınav” sözleri üzerine Bakan Yılmaz, “Birçok sınav… Bu normalde, AK Parti’nin Hükümet Programı’nda da var.” hatırlatmasında bulundu. 12 yıllık zorunlu eğitimin üniversite eğitiminin de zorunlu tutularak, 16 yıla çıkarılmasını isteyen bir başka öğrenciye Bakan Yılmaz, “Tebrik ediyorum. Eğitim ne kadar artarsa insanların önüne daha çok fırsatlar açılır. Bununla aynı fikirdeyiz. Ülkenin ekonomik durumu da dikkate alınarak belli bir süreç içinde niçin olmasın? ” diye konuştu. Mithat Enç Görme Engelliler İlkokulundan bir öğrencinin, satranca ilgisini sorması üzerine Bakan Yılmaz, iyi satranç oynadığını belirterek, “Ustaların yarısıyım, öyle diyeyim. Okuldayken bana da satranç ustası derlerdi ama ‘üstad’ derlerdi. Satrancı iyi bilirim, öyle diyeyim.” şeklinde konuştu. Türkçe, tarih, sosyal bilgiler derslerini çok sevdiğini aktaran Yılmaz, korktuğu matematik dersine çok çalışarak en yüksek not alan öğrenciler arasına girdiğini anlattı. Milli Eğitim Bakanı olmayı hayal edip etmediği yönündeki bir soruya karşılık Yılmaz, “Etmiyordum. Kader insanı belli bir noktaya getiriyor. Yoksa hiç böyle bir hayalim yoktu.” dedi. HUKUKÇU OLMAK İSTERDİM Çocukken hangi mesleği seçmek istediği sorulan Yılmaz, “Hukukçu olmayı isterdim.” yanıtını verdi. Soru üzerine, işaret dilini bilmediğini ancak bir ara buna ilişkin bir ders almak istediğini dile getiren Yılmaz, AK Parti’de açılan işaret dili kursuna gideceğini ve bazı kelimeleri öğreneceğini kaydetti. Küçük yaşlarda en sevdiği çocuk oyununun sorulması üzerine, “Çelik çomaktı, bizim orada başka şey olmaz.” diyen Yılmaz, çocukluğunda, bugünkü oyuncakların bulunmadığını kendi yaptıkları oyuncaklarla oynağını anlattı. Başka bir soru üzerine her mesleğin çok değerli olduğunu söyleyen Yılmaz, ancak öğretmenlik mesleğinin insanı şekillendirdiği için ayrı bir önemi olduğunu ve aileden önce geldiğini ifade etti. “Milli Eğitim Bakanı olmasaydınız hangi bakan olmak isterdiniz?” sorusunu Yılmaz, “Bakanlık öyle taleple olmuyor. Hangi görev size tevdi edilirse o görevi bulunduğunuz süre içinde hakkıyla yerine getirmeye çalışıyorsunuz. Çünkü bu bir görev. Ama Nabi Bey’in şanslı olduğunu söyleyeyim.” şeklinde yanıtladı.