Ampulle Beraber 2500 Buluşun Mucidi
THOMAS ALVA EDISON
1947 yılında Ohio eyaletinin Milan kasabasında dünyaya gelir. Herkes ona kısaca “Al” der.
Babası oduncu ve hayvan yemi satan bir tüccar, annesi
ise, eski bir öğretmen olan ev hanımıdır.
Al, çocukken çok yaramazdır ve çok da meraklıdır.
Dikbaşlı bir insan. Anne ve babası onu arada dövüyor
ama o, tepki göstermeden cezaları kabulleniyor.
Bir gün babasının samanlığını yakacak kadar da
yaramaz.
Tek başına oynar ve evlerinin yakınındaki tersaneye
giderek, işçilere merakla, makinelerin nasıl çalıştığını sorar. İşçiler hep ondan yaka silker ve yaramazlıklarından
yakınırlar.
Sık sık hastalanır.
Hatta okula başlayacağı zaman, kızıl hummaya yakalanır.
Okulda öğretilen her şeyi unutur.
Üç aylık bir okul hayatı olur sadece.
Sınıfın en zayıf insanıdır, ders olarak. Herkes ondan
ümidi keser. Babası ve öğretmeni onun deli, geri zekâlı ol
–
duğuna inanmaya başlar.
Eski bir öğretmen olan anne, ondaki ışığı görerek, bık
–
madan, usanmadan ona ders verir. Tekrar tekrar anlatır.
Okumayı öğrendiği zaman ise, artık elinden kitap
düşmeyen bir kitap kurduna dönüşür.
On yaşında ışık, hava ve elektrik konularında kafa yorar.
Bodrumda kimyasal deneyler yaparak zaman geçirir.
O zaman yeni olan telgraf ve elektriğe ilgi gösterir.
Babasının işi bozulunca, demiryollarından izin alarak,
trenlerde gazete, simit gibi şeyler satmaya başlar.
Bu arada işitme kaybı başlar ve trenlerin sesinden dolayı
insanlar yüksek sesle konuşmak zorunda olduğundan fark
etmez. Ama tren durunca hiçbir şeyi duyamaz hâle gelir.
Doktorlar bu derdine çare olamaz.
O, bunu avantaj olarak bile görür.
Ama günlüklerinde, “On iki yaşımdan bu yana, tek bir
kuşun öttüğünü duymadım.” der.
Yalnız kalınca daha çok okumaya ve öğrenmeye gayret
eder. Duymamanın bu avantajından, çok faydalanır çünkü.
1870’de, fakir bir mucit olarak işe başlar ve gramofonun
kaynağı olan stenografi cihazını icat eder.
Kömür ipi ile işleyen lambalar üzerine düşünür, hem
dayanıksız olan hem de pahalı olan bu lambaları, daha
ucuza üretmek için çaba harcar ve 2000’e yakın deneyle,
ampulü icat eder.
2000 deney yapmasına rağmen, “Bu kadar deney ya
–
pıyorsun, ampulü bulamadın. Bırak.” diyenlere, şu meşhur
sözüyle karşılık verir: “2000’e yakın tecrübem oldu.”
Telefonun piyasaya uygun hâle getirilmesi ve ilk elektrik
santrali kurma işini de ona verirler.
Film çekme aletinin icadını da Edison yapmıştır.
İşitme cihazının öncüsü aleti bulmak, gene ona nasip
oluyor.
ABD ve başka ülkelerde 2500’e yakın icadın patenti;
küçükken deli, geri zekâlı olduğu düşünülen Edison’a nasip
oluyor işte.
Buluşları ile alakalı büyük bir kütüphane kurarak, bu
kitaplardaki bilgileri, aynı zamanda da zihninde tutuyor.
İşine o kadar odaklanıyor ki dünyayı unutuyor. Ona
madalya vermek istiyorlar ve aldığı madalyayı eve gider
–
ken kaybediyor. Hatta bazen ismini bile unuttuğu oluyor.
Seksen dört yaşında ve 1931 yılında aramızdan ayrılan
Edison, geride 2500 buluş ve başarılı bir hayatla, ampulün
aydınlığını bizlere bırakarak dünyadan ayrılıyor.